Süt üreticisi ne yazık ki yüksek maliyet artışları altında ezilmekte ve işletmeleri zarar etmektedir.

DEVA Partisi İl Sektörel Politikalar Başkanı Volkan Terzioğlı ve İl Ekonomi Politikaları Başkanı Burak Vatansever ortak basın toplantısı düzenlediler.

DEVA Partisi Sakarya İl Sektörel Politikalar Başkanı Volkan Terzioğlu yaptığı açıklamada; süt ve süt ürünleri sektörü iklim şartları, çevre, üretici ve tüketici tercihleri, hammadde maliyetleri, piyasa koşulları ve teknoloji değişimi gibi parametlerin sürekli etkileşim içerisinde olduğu bir sektördür. Süt üretimi, süt sektörü ülkemizde kırsal kesimin en önemli geçim kaynağı olmuş ve son senelerde de daha profesyonel işletmeler kurularak ülkemiz ekonomisinde önemli bir pay elde etmeye başlamıştır.

Süt üreticisi ne yazık ki yüksek maliyet artışları altında ezilmekte ve işletmeleri zarar etmektedir. Ocak ayından bu yana son 6 ayda sadece yem fiyatları %35 artmıştır. Diğer giderler olan elektrik, ilaçlar vs. giderleri ile maliyetleri %50’e yakın artış göstermiştir.

Ulusal Süt Konseyi’nin (USK) son açıkladığı fiyat ile 1 Temmuz 2021-31 Aralık 2021 tarihleri arasında çiğ süt tavsiye satış fiyatı 3.20 TL/litre olarak belirlenmiş olup bu fiyat maliyetlerin çok altında kalmıştır. Daha önce verilen prim desteğinin de 0,30 TL’den 0,20 TL’ye indirilmesi üretici için büyük bir hüsran olmuştur, şeklinde konuştu.

Merkez bankasında zaten kısıtlı olan döviz rezervimizi yurtdışındaki hayvan yetiştiricilerine ödemek mecburiyetinde bırakılacağız.

Basın toplantısında konuşan İl Ekonomi Politikaları Başkanı Burak Vatansever ise; dünyada süt-yem paritesinin 1 lt süte 1.5 kg yem olarak kabul edilip uygulandığı bir dönemde, bu hafta Ulusal Süt Konseyi’nin açıkladığı karar ile ülkemizde 1 lt süt için 1,1 kg yem ancak alınabilecektir. Son üç ayda ineklerin kesime gitmeye başladığı bir ortamda  alınan bu fiyat kararı ile ineklerin kesime gitmesi daha da hızlanacaktır.

Acilen fiyatların revize edilip 1lt süt karşılığında 1,5 kg yem alınacak seviyeye getirilmesi gerekmektedir. Aksi durumda anaç ineklerimizi kaybedecek ve buzağı sayımızda azalmalar olacak dolayısıyla da uzun vadede kırmızı et açığımız ortaya çıkacaktır.  Geçtiğimiz senelerde olduğu gibi yurtdışından ithal veya kesimlik dana getirmek zorunda kalacağız. Merkez bankasında zaten kısıtlı olan döviz rezervimizi yurtdışındaki hayvan yetiştiricilerine ödemek mecburiyetinde bırakılacağız.

Halkımızın yoğun bir şekilde tükettiği peynir, yoğurt gibi gıda ürünlerinin satış fiyatlarındaki fahiş artışlar yaşanmasına rağmen üreticinin elindeki sütün zararına satılmaya zorlanması kabul edilebilir bir durum değildir. Tarım Bakanlığı’nın bu konuya acil müdahale edip, üreticinin mağduriyetini gidermelidir. Oluşabilecek arz fazlasını da gerekirse süt tozuna dönüştürerek sütünde üreticinin elinde kalmasının önüne geçilmelidir dedi.