Millet saatli bomba!..

Pandemi en çok çocuk ve yaşlıların ruh ve bedenlerini etkiledi…
Bu durum ister istemez genç ve yetişkin zümreye de yansıdı; özellikle ebeveynlere…
Çocuklar evler de dört duvar içinde, kişisel ve ruhsal gelişimlerini eksik, noksan ve bozuk bir şekilde tamamlama sürecine girdi…
Sınıf arkadaşlarından ayrı olmasının yanında, ikamet ettiği sokağında bile sınırlar ile iç içe ve karşı karşıya kaldı…
Zaten zor kanaat geçinen vatandaş, Covid-19 ile daha bir dar boğaza girdi!..
Trafikte, yol, çarşı ve pazar da insanların birçoğu birbirine karşı huzursuz ve ister istemez temkinli yaklaşım göstermeye başladı; “Ya pozitif ise!” düşüncesi bile başlı başına faktör oluşturdu…
Elbette bu ruh hâli çocuk ve büyüklerimize yansıyor…
Kenar kıyı köşe de birikimi, hâl ve vakti iyi olana her yer roma’ya çıksa da, özellikle Türkiye’de çoğunluğun asgari veya ona yakın ücret alması başlı başına en büyük sorun olarak göze çarpıyor…
Bu konu ve daha birçok konu da Avrupa ülkelerini kıyaslamak bile başlı başına hata ve yanlışları da beraberinde getirir…
Çünkü iş gücüne katkı, oralarda meslek lisesi düzeyinde başlıyor…
Yani mesleği olana devlet bir şekilde iş buluyor…
Burada mı?..
O kadar çok engel teşkil eden durum var ki, her birini yazıp çizmeye başlasam, akrep ve yelkovanların hışmına uğrarım…
En başta İşkur’un en kısa zamanda plan ve programlı özelleştirilmesi gerekiyor…
Bu zihniyetle bir arpa boyu yol katedemezler…
Öyle rica minnet, araya birilerini koyarak iş verilip bulunmaz…
Esnaf sıkıntılı, dertli, yarınlara karşı umudunu yitirmiş vaziyete geldi…
Özellikle ayrımcılık yapılmasını da haksızlık ve manidar buluyorlar…
Nasıl olmasın ki?..
Sosyal mesafenin sıfıra yakın olduğu; Bir tarafta denizde yüzen, kumsal da yan gelip yatarak güneşlenenler, diğer tarafta kar üstünde patinaj çekenler ve miting meydanlarını hınca hınç dolduranların oluşturduğu görüntüler!..
Ayrıca koca yaz kafe, bar ve restaurantlarda maskesiz dip dibe oturanlardan da bulaşan herhangi bir vahim verici olaya da pek rastlanmadı…
Korku dağları aşarmış ya, o hesap!..
Milleti paniğe, korkuya sürükleyen her türlü açıklama ve haberler de cabası.
Az buçuk grip olsan, muamele korku filmlerini andırır cinsten…
Son beş yılın ölüm sayılarına bir göz atarak inceleyin lütfen, ayrıca tarihte virüsler ile ilgili haber ve makalelere bakın; ne demeye getirdiğimiz az çok anlaşılır…
~Sevgiler~