İnsanlığın bilinci…

Ne kadar ve nasıl acı verirse versin; er kişi karşılaştığı birçok durumda kendini okuduğunun farkındadır…
Harfler, görüntü, sesler ve daha nicesi nefeslerin bütününden ibarettir.
Er kişi nefesi hisseder, ruhu ile bir hâlinde idrak ederek iradesine başvurur.
İrade gönül ve vicdan ile hareket kabiliyetini sağlar…
Burada niyet önemlidir.
Bilincimizin katmanlarında muazzam ve devasa bir yolculuk vardır da, bu hikmet ve hakikati an be an fark edemeyiz…
Size bu yazıyı internet aracılığı ve harfleri kullanarak yazıyoruz; oysa durum sandığımızdan çok ötede!..
Biz yüreğimizle yazıyor, oradan tüm evrenlere sesleniyoruz.
Tüm bunları şekillendiren nefeslerimizin bütünüdür…
Olan olmuştur, alevler küle dönüşmüş, küller havaya karışmış, oradan gökyüzüne ulaşmıştır.
Evet, daha bir farkındasındır; yer ile gökyüzü arasındaki mesafe, yüreğimiz ve kalbimizdeki çizgiler kadardır…
Aslolan yolculuk budur; benliğin bile sizi terkedeceği bu dünya da hiçbir şey kalıcı değildir.
Hiçbir şey…
İnsanı şekillendiren ve budaklanıp filizlendiren niyetleridir.
Niyet ile kısmet arasında ince bir çizgi vardır.
Eğer nasibiniz ve hayrınıza ise içinizde doğar veya gelir; değilse de alemler bir araya gelse buna güç yetiremez.
Mutlak gücün, kainatın sahibi ve yaratıcısı Allah’tır.
O’ndan başka sığınılacak ne bir liman ne de başkaca bir şey vardır.
Şah damarımızdan bile yakın olan Allah’ın dışında, hiçbir koruma ve sığınmaya ihtiyaç duymuyor olmamamızın sebebi de budur…
Bize veya bir başkasına bir nefes mesafesindesiniz.
Okyanus, kara ve gökyüzü bizi ayıramaz; biz insanlığın bilinciyiz; güzel ruhların BİR ve diri hâlleriyiz…
Günümüz Aydınlık Olsun
~Sevgiler~