Köşe Yazıları

Her insan bir dünyadır…

Bir yarış varsa eğer, bu kendimize yaklaşmak ve kendimiz olabilmek adına gelişen zamanın parçalarıdır, yine zamanla anlıyor ve beraberin de kavrıyorsunuz ki, insan sadece kendine erken veya geç kalıyor.. Bu..

Her insan bir dünyadır…

Bir yarış varsa eğer, bu kendimize yaklaşmak ve kendimiz olabilmek adına gelişen zamanın parçalarıdır, yine zamanla anlıyor ve beraberin de kavrıyorsunuz ki, insan sadece kendine erken veya geç kalıyor..

Bu bir deneyimdir, öncesi olmadan sonrasının varolmayacağı ve her ikisinin de bir olduğu ile yine bizleri bir mana da buluşturduğu..

Varoluşu sorgulamak istediğimizde işe kendimizden başlarız, kişinin sorgusu en başından sonuna kendini ve kendinde bulduklarını içerip gözetir.
Şu an olduğumuz yer de görünsek ve duyulsak da, esasen olmanın manasında buluşmadan orada veya başka bir yer ve zamanda, ne şu an dediğimiz olgunun ne de yerin pek bir önemi kalmıyor.
Çünkü farkındalık sadece düzey değil, aynı ve ayrı zamanlar da bir boyut hadise ve meselesidir..

Bu kısaca bir şey olmadan diğerinin anlamı olmayacağı veya kazanamayacağını da gösterse de, esasen ne bir şey ne de diğeri var; bu bir oluşum ve ardındaki süreçte gelişen değişimle birlikte devinimi sürdüren dönüşümdür..

Bunun için ölmemiz gerekmiyor.
Eğer derinleri ziyaret edecek olursak, zaten bir parça ve nevi zaman denen olgunun içinde olduğumuzu ve onun dışında kendi zamanımızda çok daha farklı boyutta bir yer ve mekanda bulunduğumuzu akıl edebiliriz..

Şu an dünyadayız, oysa şu an dediğimiz bu an hayatlarımızın aynı zamanda ilk ve son nefesini de barındırıyor.
Bunu fark ettiğimizde iç dünyamıza bakarız, ne tuhaf ki esas zengin ve fakirliğin ve daha nicesine dair olan kaynağın orası olduğu bilincine ulaşırız..

Her ne kadar hayat dışımızda gelişiyor görünse de, bu aynı zamanda kişinin içsel yolculuğudur..

***
❤ Yaşam ve Hayat ❤

Hayat sürprizler ile doludur ancak yaşamın içinde en küçük sürprizlere yer yoktur, her şey beklentilerin değil gereklilik üzerine işlev ve işlerliğe sahiptir..

Hayatlar üzerine önyargı yapabilirsiniz, yaşam ise bu yargıların üstesinden gelebilecek bir çizgiye sahiptir..

Bir hayatı darmadağın edebilirsiniz, hatta yok sayabilirsiniz, bunu yaşama yapamazsınız, çünkü o yaşam başka yerde bir şekilde kendisine hayat bulacaktır..

Yaşamın dışında bir hayat kuramazsınız, buna yapay zeka denilen varlıklar da dahildir..

Öyleyse yaşam nedir ne değildir ?

Yaşam tüm canlı varlıkların kalbidir, yaratılmış hiç kimsenin tekelinde ve hakimiyetinde değildir..

Buna kısaca insanlık denir; tüm canlı varlıklar bilinçli ya da bilinçsiz insanlığın hizmetindedir..

Bazen hayatlar var etmeye çalışırken başka hayatları yok ediyoruz, doğaya hiç saygımız kalmadı !
Doğanın bütünlüğünde yaşam vardır, tüm hayatların da can damarıdır, onu kesmeye, onu biçmeye, onun şeklini değiştirmeye çabalıyorlar; bunu gözünüzün önünde işletiyorlar ve sizler de o ürünleri afiyetle tüketmeye devam ediyorsunuz..

Bunun canlıları ne şekle dönüştüreceğini çok iyi düşünmeli ve ortak bir gayede buluşmalıyız, aksi taktirde mutant şeklinde bir organizma olmamız ve değişmemiz işten bile değil..

***
O bir hayvan !
O bir canlı.
Sen ben gibi, hepimiz gibi bir can taşıyor..

Bir canlının acısından nemalanarak zevk almak ancak bir caniye yakışır, orantısız güç ile hakimiyet kurmak ve o güç ile odağın kendisine buyruk olduğuna benliğini kaptırmak acizlerin işidir..

Gökyüzünde uçuşan kuşların haykırırcasına seslenerek süzüldüklerini gördüğümde bunun bir şeylerin işareti ve habercisi olabileceğini söylememin üzerinden 3-5 gün geçmişti ki orman yangınları baş gösterdi !

Bir fil sürüsünün haberini okumuştum, eski bakıcıları ölüm döşeğindeydi.
Henüz vefat etmeden önce yola çıkmışlardı, hayvanlar ölmek üzere olduğunu nasıl ve nereden öğrenmişlerdi ?

Hayvanlardan öğreneceğimiz insanlık var, çünkü o insanlığın dokuları geçmişten günümüze onlara da aktarıldı, bunun bir nedeni de sırrın onlar ile daha güvende olmasındandır..

Peki bu sır ne idi ?

Henüz bilmiyorum, belki de hiçbir zaman bilemeyeceğim !

Ancak sezgilerim hayvanların sır yüklü olduğunu ve onu taşıdıkları hissaniyetine sahip bulunuyor..

Bir kısım güç odaklarının hayvanlara ilişkin kötü niyetlerinin de bir nebze bu sebeple olacağını düşünmekteyim, etlerini yiyerek kanlarını içmek sureti ile sırra erişeceklerini sanan budalalar..

Hayvanlara zulme seyirci kalmayalım lütfen..

~Sevgiler~

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL