Köşe Yazıları

Eski Ramazanlar mı eski insanlar mı?

Ne zaman ramazan veya bayram gelse “Nerde o ramazanlar, nerede o bayramlar” serzenişinde bulunuruz. Neden? Kaybolan ne? Her ne kadar, “Küresel ısınma, savaşlar, tabii afetler” gibi bazı sözde olumsuzluklarla karşılaşmış..

Eski Ramazanlar mı eski insanlar mı?

Ne zaman ramazan veya bayram gelse “Nerde o ramazanlar, nerede o bayramlar” serzenişinde bulunuruz.

Neden?

Kaybolan ne?

Her ne kadar, “Küresel ısınma, savaşlar, tabii afetler” gibi bazı sözde olumsuzluklarla karşılaşmış olsak da hepsinin de temelinde insan var.

Zaman sadece takvimlerde değişir. Medeniyet denilen “Çok dişli” canavar nedir, ne değildir demeden önüne geleni öğütüyor.

Eskileri özlemiş olmak aslında zamanı beğenmemiş olmaktan kaynaklanıyor.

Teknoloji ve şehir hayatı insanı ferdileştirdi. Değil aynı mahalle, aynı site hatta aynı apartman içinde bile birbirine yabancı olduk. Merkezde ise “ben” var.

Her şey “ben” üzerine kurulu bir dünyada yaşıyoruz.

Bütün olumsuzluklar başkası için yeni dünyamızda. Hastalık başkasına ait, ölüm başkasına ait. Bize uğrarsa da “Bunu hak edecek ne yaptık” sorusunu soruyorduk hemen.

Ramazan aynı ramazan, bayramlar aynı bayramlar. Biz mahiyetini değiştirdik. El öpmeler bile sanal. Bayramları tatil olarak kabul ediyoruz. Çok kişi asli maksadına uygun anmıyor bayramları.

Her geçen gün daha da kabuğumuza çekiliyoruz. Bütün tanıdıklarımız renkli bir ekranın içinde. Olumsuz hiçbir şeye tahammülümüz yok. Ölüm bile bizden uzak.

Necip Fazıl Kısakürek en veciz şekilde satırlara dökmüş ölümü.

e “Ölü var!” diye bir acı sala…

Er kişi niyetine saf saf namaz… Ne âlâ!

Böyledir de Ölüme kimse inanmaz hâlâ!

Ne tabutu taşıyan, ne de toprağı kazan…

Kim bilir “bir çocukluk rüyası görür” de eskisi gibi anarız andıklarımızı.

Eskisi gibi severiz sevdiklerimizi…

Hayırlı ramazanlar.

Minared

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL